Afyon Bolvadin'de 1 hafta kadar
kalınca yemek nerde yenir yazmak farz oldu. İlk denememiz Bülent Abi,
Dinçay (aka=Baba) ile Konyalı, tandırlı-mandırlı bir yere girdik. Önden
ben mercimek, onlar işkembe çorbası söyledi. Mercimek'in gelişinde
zaten bir ofsayt durum vardı. Daha ilk kaşığı salladığımda burnuma çiğ
un kokusu geldi. Yanılıyor muyum dedim, ağzıma götürdüm, yuttum. Hayır,
doğru, bildiğiniz çiğ un kokuyordu. Anlamadım biz mercimek çorbasına un
koysak da kavurup koyarız. İçemedim. Baba’ya dedim bakayım şu
işkembenin tadına, o da ofsayt. Ekmek yemeye başladım, kafamı sağa
çevirdim. Semirmiş bir hamam böceği seyir halinde duvarda deziniyordu.
Sigortalarım iyice attı. Saat zaten gece yarısına yaklaşıyor, açık yer
bulmak çok zor. Bir de anlamadığım bu Afyon Şuhut, Çay, Bolvadin’de
esnaf saat 5’ten sonra dükkanları kapıyor. Yani yediniz, yediniz,
yemediniz aç kaldınız. Bu kış diye mi böyle yoksa her mevsim mi, ya da
küçük yerler olduğundan mı bilemiyorum. Neyse Baba'ya dedim ben
bunları yiyemem, gidelim başka yere. Bülent Abi ve Baba aç kalmamak
uğruna çorbalarını zar-zor yediler. Bu arada garson bana bakıyordu
seslendim; “- birader bir şey söyleyeyim mi, bu hayatımda gördüğüm en
kötü mercimek çorbası.” Bozuldu, tabağı aldı bir de duvarda gezen kara
fatmayı... Başka bir şey isteyip istemediğimi sordu, istemedim. Çarşıda
dolandık, nerde yesek, şura iyiye benziyor, yok ora iyi değil. Resmen
kumar oynuyoruz. Sonra Ziraat Bankası yanında Doyum Sofrası’na geldik.
Nam-ı diğer Çeto’nun yeri. Bizi genç bir arkadaş güleryüzle karşıladı.
Selam verdim, girer girmez dediğim ilk şey “-kardeşim burada mercimek’e
çiğ unu niye katarlar?” oldu. Genç arkadaş “-abi biz kavurup katıyoruz”
deyince elektriği aldım ;) Az biraz mercimek, tavuk sote istedim.
Masaya geçtim. Baba ve Bülent Abi’de söylediler bir şeyler. Siparişler
geldi. O da ne? Az dediğim halde tabak resmen çift kişilik koltuk,
yetim doyuran. Kardeşim bir içmişim çorbayı, yemişim tavuk soteyi. Ohhh
beee, hani diyor ya reklamda “-annenizin lezzeti” valla aynen öyle. Bu
arada keyfim yerine geldi, yüzüm güldü. İnsan evinden uzakta
çalışırken, bin bir türlü sorunla uğraşırken güzel bir yemek inanın
çölde su gibi oluyor, mutlu oluyorsunuz, kendinizi ödüllendiriyorsunuz.
Birilerine komik gelecek ama aynen böyle. Genç arkadaş seslendi “-abey,
kaymaklı ekmek kadayıfı yer misiniz?” Birader hayatımda toplasan
yediğim 2-3’tür. Tüüü daha doğrusu film Bolvadin’de Çeto’nun yerinde
koptu. Ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Geldi kadayıf, üstünde kaymak.
Bu da aynı şekilde yetim doyuran. Valla bir yedim bir yedim utanmasan
Bülent Abi’den Baba’dan bir daha yiyecektim. Hoş Bülent Abi
kolesterolün zararlarını geçirdiği kalp ameliyatları eşliğinde
anlattıkça kaymaklı ekmek kadayıfı çakıl taşlara dönüşü verdi. Neyse
uzatmayayım Bolvadin’de kaldığım sürece her gece (istisnai ve bir de
güzel durum Doyum Sofrası sabaha kadar açık) oradaydım. Ve her gece
farklı yemeklerden yedim, durdum, finali kaymaklı ekmek kadayıfı ile
yaptım, çatladım. Çeto'nun yerinden her çıktığımda tövbe ettim "-bu
kadar bir daha yemeyeceğim" dedim. Ama ertesi gün tövbemi bozdum. Hatta
Ankara’ya dönerken gözüm döndü gittim Çeto’ya “-Abi bana sizin
kaymaktan alır mısın?” dedim. Sağ olsun yolladı elemanını aldırttı,
getirtti. Dayanamadım “-Abi sucuk nerden alayım” dedim. Verdi elemanını
yanıma, yolladı bir sucukçuya. Böyle de sıcak kanlı biri.
Sonuç : Eğer yolunuz Afyon-Bolvadin’e düşerse mutlaka ama mutlaka yemek yiyeceğiniz yer;
Doyum Sofrası ( Çeto’nun Yeri)
Emirdağ Caddesi Ziraat Bankası Yanı Bolvadin/Afyon
Tel : (272) 612 75 04
Gsm : (543) 298 83 81 – (541) 233 93 93
Kalite-Lezzet : *****
Fiyat-Ekonomi : *****
Servis: ****
Haa bu arada unutmadan, bir de çarşıda Çarşı Pideci’sinden güzel güzel pide yiyebilirsiniz.
Not: Düzeltmedir. Ankara’ya döndüm belim ağrıyor. Tartıya çıktım,
ibre 90’a vurdu. Yani 7-8 kilo birden almışım. Bel ağrıları dayanılmaz
noktaya gelince doktora gittim Mr çektiler. Demez mi “-son zamanlarda
birden kilo aldın mı?” Aldım dedim. "-Belinde iki yerde fıtık var"
dedi. Gözümün önüne Çeto'nun kaymaklı ekmek kadayıfları geldi. Doktora
diyecektim "-sen ne anlatıyorsun birader, gel götüreyim de yeme" İki
ilaç yazdı, “-zayıflayacaksın, spor yapacaksın” dedi. Demedi demeyin
durum bu. Motor çekmiyor artık, kasa ağır geldi. Ağrılarım geçmedi.
Yakında tekrar bir Bolvadin’e gitme durumum var. Çeto’ya gidecek
misiniz derseniz.. Tabii ki gideceğim ;)