Geçenlerde bir abimiz “-Ankara’da
nerde
yenir, az da buraları yaz” dedi. Bende espri olsun diye cevaben
“-Ankara’da
en iyi yemek evde yenir” demiştim. Ankara’da yaşayınca bizim şehre dair yazmaya
ihtiyaç yok diye düşünüyorum. Ancak bazen istisnai durumları yazmakta fayda var. Neyse efendim geçenlerde Aziz Abi ile bir
iki
işimiz vardı. Ben deniz sabah kahvaltısı da etmemiş bitap bir halde işi
bitirmeye çalışırken Aziz Abi ikide bir de gelip “- hadi bitmedi mi,
acıktım”
dedikçe iş bitmez oldu. Gelip gidiyor, “-hadi
çabuk ol profesöre gideceğiz, kebap yiyeceğiz” diyordu. Profesör,
kebap??? Velhasıl iş bitti. Bastık gittik Bağlar
Caddesine. Sağa döner dönmez ikinci veya üçüncü dükkana kuruluverdik. Efsane,
Prof, Sadık Usta yazıyor. Sloganı ise "Biz Kebap Yapıyoruz..." Küçük salaş bir mekân. Belki önünden binlerce
kez
geçtim ama burada böyle bir yerin olduğunu fark etmemiştim. Neyse
dükkandan içeri girmeyip, girişteki küçük taburelere oturuverdik. Kebaplar
söylendi. Daha birkaç dakika olmadı
ayranlarımız arzı endam ediverdi.

Peşinden soğan salatası...

...közde güzelleşmiş , nar ekşisi ile hemhal olmuş soğanlar masaya
konuverdi…

Sonra şaka gibi kocaman bir salata, üzerine peynir gezdirilmiş.
Desturrrrr, iki kişiye koca bir tabak;

Esas oğlan en son çıkıverince, gözlerim yuvasından fırlayacak sandım.
Senelerdir ekonomik krize uğramış, zayıflamış kebapları görünce bu
sanıyorum ağır sıklete namzet. Normal bir kebapçıda yiyeceğiniz kebabın muhtemelen
iki katı büyüklüğünde. Gövdesi tabaktan taşmış , miski amber kokusu yayılmaktaydı.Aliyyül
ala… Endamından
ve tadından kendisinin zırh ile özenle kıyıldığı belliydi.
Büyükşehirliler için
içindeki kuyruk nedeniyle (muhtemelen %20) fazlaca yağlı gelecek bu
cennetten
çıkma bendeniz için ise lokum gibiydi. Sanat eserini merak edenler için
ise
şekli şemalı şöyle bir şeydi ;

Neyse efendim yerken öldüm öldüm dirildim, öldüm öldüm dirildim… Sadık
Usta
işin sırrına vakıf, sanatı tam Adana usulü idi. Bu cümleyi bilerek yazıyorum,
tam
Adana usulü. Yani diğer yedikleriniz biliniz ki şişe geçirilmiş köfte
olup “Adana”
ile bir ilgileri bulunmamaktadır. Ve
yine biliniz ki Adana’da bu güzele “Adana Kebap” değil sadece “Kebap”
denir.
Kebabı yuvarlayıp, bir de ciğer söyledim.
O esnada Sadık Usta yürüyerek karşı dükkanlardan birine girmişti.
Arkam
dönük, kimin pişirdiğini göremedim. Gelen ciğer bir porsiyon (beş şiş)
olup benden
geçer not alamadı. Suyunu çekmiş, birazda yanmıştı diyebilirim. Bu nedenle size darbımesel olsun, Sadık Usta
lakabını hak etmiş ben denizin takdirini kazanmıştır. Prof’luğu
tescilli olup, hazretin olmadığı gün
dükkana girip sipariş vermeyiniz.
İki kebap, bir ciğere toplamda 60 kayme
sayılmış
olup, an itibariyle kebap 20 kaymeye gelmektedir. Burada Aziz Abi’nin
benim
hesabı görünce çıkardığım sesler üzerine söylediği “Gerçek kebap yedik,
normal bir
fiyat” cümlesine katılsam da Sadık Usta’dan bu güzelliğin herkes
tarafından
yenilebilmesi için tenzilat beklemekteyim.
Efendim, kebaplar, soğanlar, ciğerler yendikten sonra bendeniz davul gibi oluverdim. Üzerime bir ağırlık bir ağırlık çöktü ki sormayın
gitsin. Aziz
Abi’ye dedim “-Abi sen beni şirkete paket yapar mısın?” sağ olsun
bıraktı.
Odama girdim, önce kapıyı sonra cep telefonumu kapattım. İkili koltuğa serildim. Sonra ne kadar geçti bilemiyorum gözümü açtım. Halen yüzümde
bir
tebessüm mevcut idi. Gözümü saate diktim, irkildim, iki saat uyumuşum
vesselam…
Notlar:
* Olaya hazırlıksız yakalanıp fotoğraf çekemedim. Fotoğraflarını kullanmam için bana destur veren Oburcan'a teşekkürler.
** Kebabın bir talimatnamesi ve yönergesi için buyurun buradan.
Efsane Prof Sadık Usta
Bağlar Caddesi No: 176/E Büyükesat / Ankara
Tel
: (312) 436 50 52
Cep : (532) 223 53 22
Kalite-Lezzet : *****
Fiyat-Ekonomi :
***
Servis: ****